“Önemli Denizel Biyolojik Çeşitlilik Alanlarında İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi” kısaca “Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi” istilacı yabancı türlerin önlenmesi, tespit edilmesi, kontrolü ve yönetiminde güçlendirilmiş kapasiteler ve yatırımlarla deniz ve kıyı ekosistemlerinin direncinin artırılması hedefi ile Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile işbirliği içinde Küresel Çevre Fonu (GEF) finansal desteği ile yürütülüyor.
Projenin Önemi
Son yıllarda küreselleşmenin hız kazanmasıyla beraber insan, bitki ve hayvan hareketleri de hız kazandı, bir yerden başka bir yere taşınmaları da kolaylaştı. Yabancı türlerin de gerek belirli bir amaç için veya istem dışı taşınmaları da her gün artıyor. İstilacı yabancı türler küresel olarak biyolojik çeşitlilik ve ekosistemler üzerindeki en büyük tehditlerden birini oluşturuyor.
Süveyş Kanalı’nın açılması, gemilerin balast sularını denizlere boşaltması, iklim değişikliğinin etkileri ve alıcı ortamın biyolojik çeşitlilik yönünden fakirliği yeni türlerin yerleşmesini kolaylaştırdı. Akdeniz’de yabancı tür sayısı 1.000’i aşarken, Türkiye denizlerinde bu sayı 500’e yaklaştı.
Ülkemiz denizlerinde görülen en tehlikeli istilacı yabancı türler olarak, Karadeniz’de taraklı deniz anası, kaykay (Mnemiopsis leidyi), deniz salyangozu (Rapana venosa), Ege Denizi ve Akdeniz’de katil yosun (Caulerpa taxifolia), balon balığı (Lagacephalus sceleratus), aslan balığı (Pterois miles) ve su sümbülü (Eichornia crassipes) sayılabilir. İstilacı yabancı türlerin etkilerinin yok edilmesi, azaltılması ve kontrol altına alınması yerli türlerimizin geleceği açısından büyük önem taşıyor.
Projenin Amacı ve Bileşenleri
Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi, önemli denizel biyolojik çeşitlilik alanlarında istilacı yabancı türlerin önlenmesi, tespit edilmesi, kontrolü ve yönetiminde güçlendirilmiş kapasiteler ve yatırımlarla deniz ve kıyı ekosistemlerinin direncinin artırılmasını amaçlıyor. Proje uzun vadede ise, dünya üzerindeki önemli biyolojik çeşitlilik alanlarından birini oluşturan Türkiye’nin kıyı ve deniz ekosistemlerinin korunmasını destekleyebilmek amacıyla istilacı yabancı türlerin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için önemli katkı sağlıyor.
Proje kapsamındaki faaliyetler üç bileşen altında gerçekleştiriliyor:
- İstilacı yabancı türler konusunda ulusal politika oluşturulması.
- İstilacı yabancı türlerin oluşturduğu tehditlerin belirlenmesi ve yönetimi için kapasite geliştirilmesi, bilgi ve veri paylaşımı sisteminin oluşturulması.
- İstilacı yabancı türlerin girişinin engellenmesi, giriş yapmış olanların yok edilmesi, kontrol edilmesi, sürdürülebilir yönetiminin sağlanması ve önemli denizel biyolojik çeşitlilik alanlarında istilacı yabancı türler nedeni ile zarar görmüş alanların iyileştirmesine yönelik çalışmaların yapılması.
Ayrıca proje kapsamında deniz ekosistemlerinin korunması ve istilacı yabancı türlerin etkilerinin azaltılması için çalışmalar yürütülürken farklı türlere yönelik de özel çalışmalar yürütülecek:
Aslan Balığı
(Pterois miles)
Balon Balığı
(Lagocephalus Sceleratus)
Su Sümbülü
(Eichornia crassipes)
Deniz Salyangozu
(Rapana venosa)
Deniz Yıldızı
(Asterias rubens)
Projenin Çalışma Alanları
Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi hem ulusal düzeyde, hem de dört farklı pilot sahada bölgesel düzeyde uygulanıyor. Pilot çalışma alanları Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz’i kapsıyor.
- İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı, Kırklareli (deniz kısmı)
- Ayvalık Adaları Tabiat Parkı, Balıkesir
- Marmara Adaları, Balıkesir
- Samandağ, Hatay (Akdeniz Foku Yaşam Alanı, Deniz Kaplumbağası Yuvalama ve Yumurtlama Alanı)
İğneada Longoz Ormanları
Ayvalık Adaları
Marmara Adaları
Samandağ
Projenin Yürütücüleri ve Paydaşları
Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile işbirliği içinde Küresel Çevre Fonu (GEF) finansal desteği ile yürütülüyor.
Projenin başlıca paydaşları merkezi kamu kurum ve taşra birimleri, yerel yönetimler, akademi, STK’lar, balıkçılar ve yöre insanıdır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı başlıca kurumlardır.
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
GEF
UNDP
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (UAB)
UAB Türkiye’de yürütülen ulaştırma faaliyetlerinin düzenlenmesi ve eşgüdümü ile bu faaliyetlere rehberlik edilmesinden sorumludur. Nakliye rotalarının ve balast sularının yönetimi UDHB’nin sorumluluk alanına girdiğinden, Bakanlık alternatif çözümlerin ve balast suyu ve İYT’ye yönelik stratejik seçeneklerin tespit edilmesinde görev alacak olan kilit paydaşlardan birisidir. Balast Suyu Sözleşmesi’nin Türkiye’deki sorumlu birimi olan Bakanlık, Sözleşme ile ilgili konularda Türkiye’nin düzenleyeceği çalışmaların eşgüdümünü sağlar.
UAB 1. ve 2. bileşenler çerçevesinde teknik destek sağlayacak ve balast suyu yönetimi kapsamında yürütülecek ilgili kapasite geliştirme faaliyetlerinin faydalanıcısı konumunda olacaktır. UDHB Proje Kurulu üyesi olacaktır. İYT projesi kapsamında, Denizcilik Genel Müdürlüğü Bakanlığı irtibat noktası olacaktır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (ÇSB)
ÇŞB çevrenin korunması ve yönetimi ile bayındırlık ve şehircilik faaliyetlerinin düzenlenmesinden sorumludur. Bakanlık, BMİDÇS’nin Türkiye’deki sorumlu birimidir. Proje kapsamında, Bakanlık denizel çevrenin kirliliğe karşı korunmasından sorumlu olacaktır. Bakanlık bünyesinde yer alan Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, karantina tedbirlerinin ve İYT protokollerinin tasarlanması ve uygulanmasına ilişkin faaliyetleri destekleyecektir. Bakanlık, 1. ve 2. bileşenlerin uygulanmasında görev alacak olan kilit paydaşlardan biri olacaktır
Sağlık Bakanlığı (SB)
SB, insan sağlığı destek hizmetlerinin eşgüdümünden sorumludur. Denizel İstilacı Yabancı Türler tarafından yaralanan veya zehirlenen hastalara verilen ilk yardım ve tedavi hizmetleri Bakanlığın sorumluluk sahasına girmektedir. İYT tarafından yaralanan/zehirlenen hastalara uygulanacak hızlı tedavi yöntemleri konusunda Türkiye’nin kıyı bölgelerinde görev yapan SB personeline yönelik eğitim ve farkındalık faaliyetleri düzenlenecektir. Bakanlık ayrıca, gönüllü korucu programının (3. Bileşen) etkili ve güvenli bir şekilde uygulanmasına yönelik çalışmalarda da görev alacaktır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı (KTB)
KTB Türkiye’de yürütülen turizm faaliyetlerinin düzenlenmesi ve eşgüdümü ile bu faaliyetlere rehberlik edilmesinden sorumludur. KTB; dalış, yüzme, eğlence vb. turizm faaliyetlerinin yönetimi, turistlerin bilgilendirilmesi ve ayrıca, kitle turizminin hassas ekosistemler üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması/yönetiminden sorumludur. 2. bileşende belirtildiği üzere, Bakanlık bilgi inşası ve savunu kampanyasına yönelik teknik girdi ve uygulama desteği sunacaktır.
Ticaret Bakanlığı (TB)
Gümrük İdareleri, hobi akvaryumları ve kültür balıkçılığı gibi sektörler tarafından İYT’nin ülkeye getirilmesinde rol oynamaktadır. Yabancı türlerin ülkeye girişindeki ilk kontrol noktaları genellikle gümrük idareleridir; bu nedenle, bu idarelerin projeye katılım sağlaması büyük önem göstermektedir. Proje, İYT ile mücadele konusunda gümrük personelinin kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik unsurlara özel önem atfedecektir.
Sahil Güvenlik Komutanlığı (SGK)
SGK, ulusal ve uluslararası mevzuatın uygulanması ve denizlerde kendi yetki sahası içerisinde bulunan can ve malların güvenliğinin sağlanmasından sorumlu kurumdur. SGK kaçak avlanma vb. yasadışı faaliyetlerin kontrol edilmesine ilişkin görev ve yetkileri çerçevesinde proje uygulamasını güçlendirecektir. Proje kapsamında gerçekleştirilmesi planlanan eğitim ve kapasite geliştirme faaliyetlerinin pek çoğundan faydalanacaktır.
Jandarma Genel Komutanlığı
Jandarma, ulusal ve uluslararası mevzuatın uygulanması ve denizlerde kendi yetki sahası içerisinde bulunan can ve malların güvenliğinin sağlanmasından sorumlu kurumdur. Ayrıca Jandarma’nın biyoçeşitliliğin korunmasıyla görevli ekipleri bulunmaktadır; bu nedenle, proje kapsamında gerçekleştirilmesi planlanan eğitim ve kapasite geliştirme faaliyetlerinden faydalanacaktır.